Enerji Verimliliğinin Arttırılması Türkiye’nin Birinci Hedefi Olmalıdır.

Türkiye’de bina sektörünün nihai enerji tüketimindeki payı 2008 yılı için %36’dır. Çeşitli kuruluşların ve bu konudan sorumlu kuruluş olan Elektrik İşleri Etüd İdaresi Genel Müdürlüğü (EİE) açıklama ve dökümanlarında söz konusu sektörde mevcut enerji tasarruf potansiyelinin %30-%50 arasında olduğu belirtilmektedir. Ülkemiz ithal enerji kaynağına 2008 yılında 48 milyar dolar ödemiştir. Kriz olmasa idi bu rakam bu yıl için bu değerin oldukça üstünde olacaktı. Türkiye’nin oldukça yüksek politik ve ekonomik bedeller elde ettiği kaynağı heba etme lüksü yoktur ve enerji verimliliğinin arttırılması Türkiye’nin birinci hedefi olmalıdır. Bu nedenle 5 Aralık 2008 ‘de yayınlanan Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği getirdiği yeni düzenlemelerle binalarda enerji verimliliğinin arttırılması için ciddi bir adım olmuştur. Denetim ve izleme çalışmalarında da belirli bir kararlılık ve kalite sağlandığı takdirde Türkiye enerji  bütçesine uygulamanın yaygınlaşması oranında önemli katkılar sağlayacağını düşünüyoruz.

Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği ile ; binaların enerji tüketiminin verimli olup olmadığının tüketiciye bir enerji performansı belgesiyle gösterilmesinin yanı sıra, binanın enerji tüketiminin azaltılması ve fosil yakıt yerine yenilenebilir enerjinin daha çok kullanılması için bazı tanımlama ve zorunluluklar getirilmiştir. Bu yönetmelik aslında “AB Binalarda Enerji Performansı Direktifi”nde belirtilen husulara ilaveten ülkemizde 2000 yılından bu yana uygulanan Isı Yalıtım Yönetmeliği’nin biraz daha detaylandırılmış halidir.

Yönetmelik; özellikle yeni binaların bir bütün olarak tüm sistem ile daha az enerji tüketecek şekilde tasarımlanması ve inşa edilmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Bu yönetmelik ile bir binada daha önce olduğu gibi sadece bina dış kabuğunun sebep olduğu enerji alışverişi değil, aynı zamanda mekanik tesisat, aydınlatma, elektrik tesisatı ve binaların elektrik tüketen diğer sabit ekipmanlarının enerji tüketiminin de en az olacak şekilde tasarımlanması sağlanmaya çalışılmıştır. Mimari tasarımın ilk baştan asgari performans kriterlerine uygun olmasını sağlamak üzere bazı tanımlamalar yapılmış ve kriterler getirilmiştir. Bu kriterler mevcut ve yeni yapılacak konut, ticari ve hizmet amaçlı kullanılan binalarda uygulanmak üzere belirlenmiştir.

Söz konusu yönetmelik, yönetmelikteki kriterlerin binalarda ne ölçüde yerine getirildiğini belirleyen enerji kimlik belgesinin zorunlu uygulamasını da getirmiştir. Bu belgenin hazırlanmasında, kullanılacak enerji performans hesaplama yöntemine, enerji kimlik belgesini hazırlayacak ve denetleyecek onaylanmış bağımsız yetkili kuruluşların yetkilendirilmesi ile ilgili husular belirlenmiştir. Böylece ülkemizdeki yönetmelik kapsamına giren tüm binaların 2017’ye kadar enerji tüketirken ne kadar iyi veya ne kadar kötü olduğu bina ile ilgili tüm tarafların bilgisine açılmış olacaktır.

Ayrıca 1000 m²’nin üzerinde kullanım alanına sahip binalarda; elektrik, ısıtma, soğutma, havalandırma ve sıhhi sıcak su ihtiyaçlarının tamamen veya kısmen kojenerasyon sistemi ve yenilenebilir enerji kaynaklarından üretim imkanlarının araştırılarak, ekonomik yapılabilirliği olan uygulamaların da gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır.

Yönetmelikte belirtilen enerji kimlik belgesi düzenlemesi ile ilgili hususların yanı sıra binalarla ilgili birçok dizayn kriterinde yeni düzenlemeler getirilmiştir. Bunlardan ısıtma-soğutma sistemleri ile ilgili olanlar şu şekilde belirtilmiştir:

  • Toplam kullanım alanının 1.000 m²’den büyük olması halinde merkezi ısıtma sistemi , soğutma ihtiyacı 500 kW’dan ve soğutulacak toplam kullanım alanı 2.000 m²’den büyük olan ticari ve hizmet amaçlı yeni yapılacak binalarda merkezi soğutma sistemi, kullanım alanı 1.000 m²’nin üzerinde oteller, hastaneler, yurtlar ve benzeri konaklama amaçlı konut harici binalar ile spor merkezlerinde merkezi sıhhi sıcak su sistemi ve bu binalarda merkezi ısıtma ve sıhhi sıcak su sistemlerinin güneş enerjisi toplayıcıları ile sistemin desteklenmesi , merkezi ısıtma ve/veya kullanım alanı 250 m²’nin üstünde olup bireysel ısıtma sistemine sahip gaz yakıt kullanılan binalarda; yoğuşmalı tip ısıtıcı cihazlar kullanımı ve ısıtma kapasitesi 100 kW ve üzerindeki katı yakıtlı kazanlarda verimlilik araştırılarak otomatik yakıt besleme sistemi kurulumu gibi bazı konularda zorunluluklar getirilmiştir.
  • 1000 m²’nin üzerinde kullanım alanı olan binalar için ısıtma, soğutma, havalandırma, sıhhi sıcak su, elektrik ve aydınlatma enerjisi ihtiyaçlarının tamamen veya kısmen karşılanması amacıyla, hidrolik, rüzgar, güneş, jeotermal, biyokütle, biyogaz, dalga, akıntı enerjisi ve gel-git gibi fosil olmayan enerji kaynaklı sistem çözümleri tasarımcılar tarafından rapor halinde hazırlanır. Bu rapora göre geri ödeme süresi 20.000 m²’ye kadar 10 yıl 20.000 m²’nin üzeri 15 yıl olması durumunda uygulanması zorunludur.
  • Toplam inşaat alanı en az 20.000 m²olanların tasarımında kojenerasyon sistemlerinin uygulama imkanları analiz edilir. İnşaat maliyetinin %10’unu geçmeyen uygulamalar yapılır.
  • Yeni yapılacak binaların 500 m³/hve üzeri hava debili havalandırma ve iklimlendirme sistemlerinde, ısı geri kazanım sistemlerinin tasarımları yapılarak, yaz ve kış çalışma şartlarında minumum %50 verimliliğe sahip olması, ilk yatırım ve işletme masrafları ile birlikte enerji ekonomisi göz önüne alındığında avantajlı olması durumunda ısı geri kazanım sistemleri yapılması zorunludur.
  • Yönetmelikte öngörülen bütün mimari, mekanik, elektrik ve aydınlatma sistemleri ile ilgili konulatda Enerji Kimlik Belgesi düzenlemeye yetkili kuruluşlar sorumluluğunda, sistemler, ilgili raporda belirtilen ve sistemin gerektirdiği periyodik kontrole, teste ve bakıma tabi tutulur.

Makina mühendisleri odası olarak ülkemizdeki verimlilik artışını destekleyecek bir yönetmelik olması nedeniyle çok olumlu bakıyor ve yönetmeliği destekliyoruz. Ancak uygulama ve denetiminin sağlıklı olarak yapılmasının çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Meslek disiplinimiz ve ülke yararları açısından bazı yönetmelik maddelerinin değiştirilmesi için Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile hazırlık çalışmalarından başlayarak görüş paylaşımı yapılmıştır. Ancak görüşlerimizden bazıları yönetmeliğe yansımışsa da bazıları yansıtılmamıştır. Bu konuda Bakanlık ile görüş alışverişinde bulunmaya devam ederken değişimini istediğimiz maddelerin iptali için yasal müracatımızı yaptık. Son aldığımız izlenim, Bakanlığın yeni revizyon çalışmalarında bu önerilerimizi de dikkate alacağı yönündedir. Bilindiği gibi MMO kamu kurumu niteliğinde olup bir meslek kuruluşudur. Bu nedenle yapılan öneriler, ülke menfaatleri açısından hiçbir firma veya grubun etkisi altında kalmadan gerektiğinde bilimsel çevrelerin de desteğini alarak, uygulamanın içinde olan meslektaşlarımızın sesine, bilgisine, uyarılarına kulak vererek, en etkili şekilde ortaya çıkarılmaktadır. Bu nedenle odalarımız tarafından yapılmış önerilerin zaman içinde haklılığı çoğu kez ortaya çıkmaktadır.

Yönetmelik çıktıktan sonra üzerinde en çok tartışma, yönetmeliğin “Toplam kullanım alanının 1.000 m²’den büyük olması halinde merkezi ısıtma sistemi yapılır” ve “Merkezi ısıtma ve/veya kullanım alanı 250 m²’nin üstünde olup bireysel ısıtma sistemine sahip gaz yakıt kullanılan binalarda yoğuşmalı tip ısıtıcı cihazlar kullanılır” şeklindeki maddelerin üzerinde olmuştur. Bu maddeler merkezi ısıtma ile ilgili olduğu için bu konudaki görüşlerimizi kısaca paylaşmak isteriz.

MMO olarak yıllardır doğalgaz ile birlikte hızla yaygınlaşan ve enerji ekonomisi açısından bakıldığında daha verimsiz olan, hakça olmayan ve komşudan enerji hırsızlığına yol açan kombi ısıtma sistemlerinin kullanılmamasını önerdik. Ayrıca ehil kişilerin yapmadığı bacalar ile de daire içindeki bu sistemlerin birçok ölümlü zehirlenme vakalarına yol açtığına şahit olduk. Bu nedenle merkezi sistem ısıtma sistemlerinin yapılması ve hatta mümkün ise sadece bir bina için değil aynı adadaki birkaç binanın veya bir bölgenin birlikte ısıtılmasını öneriyoruz. Binalar ve ısıtma sistemleri büyüdükçe merkezi ısıtma sistemi ekonomik açıdan daha avantajlı hale gelmektedir. Gider paylaşımındaki sorunların  enerji yasasıyla zorunlu hale gelen ölçüm ve paylaşım sistemleri ile birlikte aşılacağı da düşünüldüğünde , yeni uygulama ülke ekonomisi ve enerji verimliliği açısından önemli bir kazanım sağlayacaktır.

Merkezi sistemle bireysel ısıtma sistemi karşılaştırıldığında merkezi sistemin avantajları şu şekilde sıralanmaktadır.

  • Merkezi sistemde tek bir kazan kullanılacağı ve yakıtın katlara dağıtımı gerekmediği için yatırım maliyeti düşecektir.
  • Bir kazanın, birçok kazan, kombi ya da sobaya göre bakım masrafları daha azdır. Daha az yer kaplar.
  • Merkeziistemde bir adet sirkülasyon pompa grubu kullanıldığı için elektrik sarfiyatı münferit sistemlere göre dah azdır.
  • Merkezi kazan dairesi yerine bina içine borularla dağıtılmış doğalgaz yakıtı düşünüldüğünde, merkezi sistem olası risklerine karşın münferit sistemlere göre daha güvenlidir.
  • Eş zaman olarak kullanılan binalarda atalet bakımından merkezi sistem daha verimlidir.
  • Bireysel sistemlerde genellikle su ısıtması ile birlikte yüksek kapasiteler seçilmesinden dolayı düşük güçlerde çalışmaktadır ve bu verimsizliğe neden olmaktadır.
  • Yanma sistemleri daha iyi kontrol edilebildiğinden tam ve kısmi yüklerde verim daha yüksektir. Birim ısınma başına enerji maliyetleri daha düşüktür.
  • Kojenerasyon, atık ısı uygulamaları, alternatif enerji kaynaklarından yararlanılması ancak merkezi sitemler ile mümkün olabilmektedir.

Bu nedenlerle binalarda alan ve bağımsız bölüm sayısı arttıkça merkezi sistem daha avantajlı hale gelmektedir. Ayrıca, Enerji Verimliliği Mevzuatı merkezi sisteme sahip binalarda ısınma ve sıcak su giderleri kullanım oranına göre paylaştırılmasını da getiriyor. Bu düzenlemlere göre merkezi ısıtma ve sıcak su sistemleri her bağımsız bölümün tükettiği kadar enerjiyi ölçülecek ve giderlerin bölüşümü her bölümün tüketimine göre aylık olarak faturalandırılacaktır. Ayrıca ithal kaynak olan doğalgazın kombilerde kullanılması ancak doğalgaz fiyatlarının ailenin alım gücü içinde olması ile mümkün olmaktadır. Nitekim de kombisi olan birçok konut son yıllarda doğalgazın fiyatı artması dolayısı ile tekrar kömür sobasına dönüş yapmış ve şehirlerdeki hava kirliliği artmıştır. Ülkemizde kombi kullanımı ile ilgili şartlar çok yönlü olarak irdelenmelidir.

Ancak ısıtma derece-gün değeri 1500 civarı ve altında olan şehirlerdeki binalarda merkezi ısıtma sistemi, ısıtma için ancak 70-80 gün civarında kullanılacağı düşünüldüğünde ekonomik olmayabilir. Böyle bir yatırımın yapılması zorunluluğu yerine mevcut standartta öngörülenden daha fazla ısı yalıtımı ile bu binaların hem kışın çok küçük bir elektrikli ısıtma ile gerekli iç sıcaklığı sağlaması, hem de yazın soğutma yüklerini düşürmesi sağlanabilir. Yine 2300 derece-gün (ısıtma) altında bulunan Karadeniz Bölgesi dışındaki tüm binaların ısıtma sisteminin güneş kollektörleri ile deteklenmesi zorunluluğu da enerji verimliliği açısından yararlı olacaktır.

Yoğuşmalı tip ısıtıcı cihazların kullanılması ile ilgili hususa gelince, bu madde ile merkezi ısıtma sistemine sahip bütün binalara konulacak kazanların alternatif çözümleri olmasına rağmen yönetmelik ile kazanların yoğuşmalı tip olması zorunlu tutulmuştur.

Gerçektende doğalgaz yakıtlı kazan ve kombiler içinde yoğuşmalı tiplerde en yüksek verim elde edilmektedir. Bununla birlikte kazana “ekonomizör” takılarak, yoğuşmalı kazana oldukça yakın verimi sağlayan yöntemler ulusal mevzuatımızda mevcut olup, uygulaması yapılmaktadır. Yoğuşmalı tip kazanlar ülkemizde belirli firmalar tarafından ithal veya üretilmekte olup, imalatçıların çoğunluğunda bu teknoloji ile ilgili alt yapı ve bilgi mevcut değildir. Bir yıl içinde yürürlüğe girecek olan yönetmelik uyarınca yüzlerce imalatçı iş kaybı yaşayacaklardır. Bu nedenle bu maddenin uygulanmasında en az 3-4 yıllık geçiş süresi tanımlanmalıdır. Ayrıca yanlış anlaşılmalara yol açmamak  adına ve ülkemiz yerli/ulusal sanayiince imal edilebilen döküm dilimli kazanlar gibi kazanların da tüketicilere; uygun montaj sistem ve enerji ekonomisi ilkeleri dahilinde kullanılması şartıyla, ülkemiz ekonomisine, üretime ve istihdama katkı koyması açısından alternatif olarak sunulması doğru olacaktır.

Kaynak

Termo Klima Dergisi Ocak 2010 Sayısı

TMMOB Makina Müh. Odası Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ

Bir cevap yazın